Rekabet Üzerine

Serdar Öner (Pazarlama ve Başka Şeyler)

Günümüzde müşterinin bilgiye ulaşması kolaylaştıkça, ürünlerin yüksek kar marjları ile satılmasına da olanak kalmadı. Şimdi şirketler, yüksek verimlilik ile çalışan pazar liderleri ile rekabet edebilmek için, çok daha düşük kar marjları ile yetinmek zorunda kalıyorlar.

Ben piyasalardaki aşırı rekabetin, kısa vadede müşteri lehine etki yaratmasına rağmen, uzun vadede genel olarak ürün özelliklerinin (veya kalitesinin) sınırlandırılması ve sınırlı ürün çeşidinin oluşmasına yol açaçağını düşünüyorum. Aşırı rekabet altında çalışan şirketlerin öncelikli hedefi günü kurtarmak olacak ve ar-ge, müşteri sadakati gibi konularda eksik kalacaklar.

Aşırı rekabetin bir sonucu da, ürünlerin çok daha hızlı ve özensiz üretim süreçlerinden geçerek müşterilere sunulabiliyor olması. Her ne kadar günümüz teknolojisi üretim süreçlerini kısaltsa ve kolaylaştırsa da, bu bence bir ürünün tasarımının yapılırken, iyi bir endüstriyel tasarım gerçekleştirilmesini güvence altına alamıyor.

Günümüz pazarlarındaki aşırı rekabet, artık şirketlerin ürünleri ile ilgili verdikleri garanti sürelerini de çok daha iyi hesaplamalarına yol açıyor. Eskiden sadece 1 sene garanti sunan bir ürünü belki 5 sene rahatça kullanabilirken, şimdi 3 sene garanti sunan bir ürünün, 3 senenin dolması ile arıza yaptığını görerek şaşırabiliyoruz.

Hatta birçok şirket, standart olarak sundukları garanti ve destek süresini kısa tutup, daha uzun süreli garantileri müşterilere ek ücret ile sunmaya başladılar. Tüketiciler de, ürünlerin artık daha fazla bozulma ihtimali olduğunu görerek, istemeden de olsa, bu seçeneklerden faydalanmaya başlıyorlar.

Şirketlerin öncelikli amacı müşterinin çıkarını korumak gibi gözükmese de, her şirketin uzun vadeli hedefinin kar ve/veya şirket değerinin maksimizasyonu olduğu düşünülürse, şirketlerin bu amaçlarına ulaşmak için müşteri çıkarlarını korumaları gereken durumlar olabileceği fikrindeyim. Müşteri sadakati elde edemeyen kurumların, başarılarının uzun vadeli olabileceğini zannetmiyorum.

Aşırı rekabet altındaki piyasalarda, fark yaratmak çok daha fazla önem kazanıyor. Akıllı şirketler, ürünleri temelde aynı ve rakipleri ile maliyetleri aynı bile olsa, fark yaratmanın yolunu bulabiliyorlar. Böylece, müşteriyi daha fazla para ödemeye ikna edebiliyorlar. burada en önemli konu, müşteri gözü ile konuya yaklaşmak, müşteri için çözüm üretmek ve gerçekten iyi ürünler üretmek. Yaratılan bu fark sayesinde, uzun vadede daha iyi ürünler üretmek için gerekli finansmanı sağlayabiliyorsunuz.

Yazının orjinal hali için buraya tıklayın.